Soğuk Savaş sonrası küreselleşen dünyada, ülkeler arasındaki ilişki, ticaret hacimleri ve navlun ciroları her geçen gün büyümeye devam etmiştir. Küreselleşme, kapitalist ülkeler için daha büyük fırsatlar yaratmıştır. Piyasa ekonomisindeki ülkeler ticaret potansiyellerini yeniden keşfederek ekonomilerini daha sürdürülebilir hale getirmeyi başarmışlardır. Ancak, kapalı ekonomiler küreselleşmenin faydalarından yararlanamamıştır ve çöküşün en büyük sebebi de bu olmuştur. Sosyalizm ve kapitalizm arasındaki “savaş” ikincinin üstünlüğü ile tamamlandıktan sonra sosyalizmin merkezi olan ülkeler de yavaş – yavaş piyasa ekonomisine yöneldiler. 70 yıllık totalitar Sovyet rejiminin çöküşünden sonra yeniden bağımsız olan on beş cumhuriyyet gibi Azerbaycan da piyasa ekonomisine geçiş yapmaya başladı. Azerbaycanın piyasa ekonomisine geçiş süreci 1991`den 2009 yılına kadar sürdü. Ekonominin piyasa ekonomisine geçişiyle birlikte Azerbaycan`ın dünya pazarına entegrasyonu da önemliydi. Fakat yeni Sovyetler Birliğinden çıkmış, Sosyalist sisteme dayalı ekonomisi çökmüş, bir yandan Rusya tarafından yeniden işgal tehlikesi ile karşı – karşıya, diğer yandan Ermenistan`ın Dağlı Karabağ ve çevresindeki bölgelerde bölücülük faaliyetleri ve siyasi istikrarın olmaması ülkenin durumunu daha da zorlaştırıyordu. 26 yıl sürmüş ve halen devam eden entegrasyon süreci, “Yüzyılın anlaşması” PSA, Bakü- Tiflis- Ceyhan petrol boru hattı, Bakü- Tiflis- Erzurum doğal gaz boru hattı, Bakü- Tiflis- Kars demiryolu, TANAP, TAP projelerinin bölge, dünya çapında önemi ve dolayısıyla ekonominin bu yıllar boyunca nasıl şekillendirildiği analiz edilmiş, sorunlar ve çözüm yolları gösterilmiştir.
International Congress on Social Sciences II (INCSOS 2018 Quds)